BLOGDA ARAYINIZ

BUGÜNKÜ İZLENME

7 Ocak 2011 Cuma

KUBİLAY OLAYINA SİYASİLERİN VE İZMİR VALİSİNİN SÜREGELEN DUYARSIZLIKLARI

23 Aralık 1930 Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen "Kubilay Olayı"


23 Aralık 1930 "Kubilay Olayı" Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır.


KUBİLAY OLAYI VE YEREL YÖNETİCİLERİN VE SİYASETÇİLERİN DUYARSIZLIĞI

23 Aralık 1930 Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen "Kubilay Olayı" ile anılır.

Bu durum, Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır...


Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir. Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmemiştir.

Cumhuriyet tarihimizde de, Mustafa Fehmi Kubilay "DEVRİM ŞEHİDİ" olarak simgeleşmiştir.
 
MUSTAFA FEHMİ KUBİLAY (1906 - 1930)

Mustafa Fehmi Kubilay;

Baba adı Hüseyin, anne adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 yılında İzmir'de doğmuştur.

Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. Cumhuriyet tarihine Menemen veya Kubilay olayı olarak geçen, gerici ayaklanmasında şehit edilen Kubilay, terzi çıraklığı yaparken Antalya Öğretmen Okulu'nun sınavlarını kazanmıştır.

Antalya ve İzmir'de okuduktan sonra Bursa Öğretmen Okulu'nu bitirmiştir. (1926).

Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyor. O sırada henüz 24 yaşında.

Yedek subay olarak askerliğini yaptığı sırada Menemen'de çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendiriliyor.

Bu genç öğretmen yedek subay, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyen İsyancılar tarafından Menemen'de başı kesilerek öldürülüyor.

Anısına Menemen'de bir anıt yapılmıştır. Bursa Öğretmen Okulu'na da bir büstü konmştur.

Tarihsel sürecinde;

ŞEYH SAİT İSYANINDAN SONRAKİ, İKİNCİ ÖNEMLİ İRTİCA OLAYI

Genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı kabul edilen, "Menemen Olayı - Kubilay Olayı" olarak, Cumhuriyet tarihimize geçmiştir.

Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi ve bu acı olay, Kubilay’ın  "Devrim Şehidi" olarak anılmasıyla simgeleşmiştir.

Kubilay Olayı ile ilgili olarak, Atatürk'ün Silahlı Kuvvetlere mesajı,

Genelkurmay Başkanı'nın mesajı,

TBMM'de soru önergesi ve Başbakan İsmet İnönü'nün konuşması,

Bakanlar Kurulu'nun sıkıyönetim ilanı kararı, Sıkıyönetim ilanının TBMM görüşmeleri, yargılamanın ilk günkü tutanakları,

Savcılığın Esas Hakkındaki İddianamesi,

Divanı Harp Kararnamesi, TBMM Adliye Encümeni Mazbatası ve TBMM Genel Kurul kararları, tam metniyle, Meclis ve Genelkurmay arşivlerinde yer almaktadır.

"Kubilay Olayı", Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. 23 Aralık 1930 tarihi de bu bağlamda, "Kubilay Olayı", anılmasıyla  Cumhuriyet Tarihimizde, şeriatçıların adlarını kaydettirdikleri önemli ikinci bir kara lekedir.

 
KUBİLAY OLAYI İLE İLGİLİ OLARAK, ATATÜRK'ÜN SİLAHLI KUVVETLERE MESAJI (28 Aralık 1930)

İçişleri Bakanı Şükrü Bey (Kaya) ile Ordu Komutanı Fahrettin Paşa (Altay), 27 Aralık’ta, İstanbul’a giderek Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e olay hakkında bilgi veriyorlar.

Bunun üzerine, 23 Aralık 1930 Salı günü meydana gelen olayla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 28 Aralık’ta orduya başsağlığı mesajını yayınlıyor.
 
Atatürk mesajında," Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır" diyor.

Atatürk yanısıra, "Mürtecilerin (gericilerin) gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkar (yandaş) bulunmalarının bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise" olduğunu belirtiyor.

Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa da aynı tarihte yayımladığı bir bildiri ile Atatürk'ün bu mesajını orduya tebliğ etmiştir.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün, orduya mesajı kayıtlarda şöyledir: 28 Aralık 1930

GAZİNİN ORDUYA TAZİYETNAMESİ

Menemen’de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kublay (Kubilay) Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim.

Kublay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir.

Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin (subay) mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.

Menemen’de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim (üzüntü, keder) etmiştir.

İstilânın acılığını  tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat Cumhuriyete karşı bir suikast telâkki  ettiği ve mütecasirlerle (cüret edenlerle), müşevvikleri (kışkırtanları), ona göre takip edeceği muhakkaktır.

Hepimizin dikkatimiz bu mes’eledeki vazifelerimizin icabatını (gereğini) hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur (yöneltilmiş).

Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci (ülkü)  muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.

Reisicumhur

Gazi Mustafa Kemal
 


KUBİLAY OLAYI ARDINDAN, BAŞBAKAN İSMET PAŞA'NIN (İNÖNÜ) 1 OCAK 1931TARİHLİ KONUŞMASI 

Başbakan İsmet Paşa'nın (İnönü), Denizli Milletvekili Mazhar Müfit (Kansu) ve 43 arkadaşının verdiği soru önergesi dolayısıyla yaptığı konuşma şöyledir:

(1 Ocak 1931)

"Bu hareketler Devlet ve Cumhuriyet aleyhine men tecavüz ve kast mahiyetindedir"

"Siyasette aranılan şey bir takım adamların ve bilhassa politikacıların dini ahar fertlerin hürriyeti aleyhine ve Devletin kanunları aleyhine bir vasıtai taarruz olarak kullanmamalarıdır. Memnu (geçerli) olan şey budur.

Hâdisede görüyoruz ki cehaletleri bir kısmın cehaleti olabilir. Bir kısmının bilerek tasmimlerile (planlayarak) ve cümlesi din elden gidiyor behanesile bu adamlar müteariz (karşı gelen) bir istikamete sevk olunuyorlar. Bu hareketler Devlet ve Cumhuriyet aleyhine men tecavüz ve kast mahiyetindedir."

"Dinle dünya işlerinin ayrılması meselesinin ruhu buradadır. Lâyik idarede herkes itikat ve vicdaniyetinde her türlü maniadan ve memnuiyetten âzadedir."

Başbakan İsmet Paşa'nın konuşmasından sonra, önerge sahibi olarak Denizli Milletvekili Mazhar Müfit Bey söz alıyor.

Mazhar Müfit Bey’in konuşması ise şöyledir:

Denizli Milletvekili ve daha sonra İstiklal Mahkemeleri'nin Mahkeme Başkanı, Mazhar Müfit Kansu, (Mazhar Müfit Bey) da, "Kubilay gibi içinde binlerce kişi bulunan ve daima o kara yılanın gırtlağına sarılacak ve daima ezecek ve zehrini saçamıyacak bir hale sokacak bir gençlik vardır" diye konuşuyor.

"Muhterem şehit Kubilay’ın ruhu müsterih olsun, onun ideali, onun mefküresı olan Cumhuriyet ve inkılâbını kimse tevakkuf ettiremez. O daima yürüyecektir ve daima yürüyecektir.

Bütün vatandaşlar müsterih olsun ki Cumhuriyet rejimi ve inkılâp, bu, tevkif (tutuklama) edilemez, yürüyecektir, efendiler " diyor.


TARİH, 3 ŞUBAT 1931, ANADOLU AJANSI'NIN HABERİ

Anadolu Ajansı,  Mustafa Fehmi Kubilay’ı şehit edenlerle ilgili infaz haberini, "İdam hükümleri bu sabah infaz edildi. Mehmet Emin, Şehit Kubilây’ın başının kesildiği yerde kurulan sehpada idam edildi" başlığıyla duyuruyor.
 
ANADOLU AJANSI'NIN  3 ŞUBAT 1931 TARİHLİ HABERİ

Menemen 3 (AA.) (Sabaha karşı) - İdam hükümleri bu sabah infaz edildi. Mehmet Emin, Şehit Kubilây’ın Başının Kesildiği Yerde Kurulan Sehpada İdam Edildi

İdama mahkûm olanların haklarındaki hüküm bugün sabaha karşı saat iki buçukta merasimi kanuniye badelifa infaz edilmiştir.

Bu 28 mahkûmdan Mehdi’nin arkadaşı Mehmet Emin, Menemen’li Jozef, Manisa’lı Hacıpaşa zade Ragıp, Manisa’lı Şeyh Hafız Ahmet, Alâşehir’li Şeyh Ahmet Muhtar, Manisa’lı tatlıcı Hüseyin, Şeyh Esad’ın oğlu Mehmet Ali hükûmet meydanında, Menemen’li Ramiz, Menemen’li Yahya oğlu Hüseyin, Menemen’li manifaturacı Osman, Manisa’lı İbrahim oğlu İsmail, Lâz İbrahim hoca da istasyonda,

Bozalan’lı İbrahim oğlu Koca Mustafa, Bozalan’lı Hacı İsmail oğlu Hüseyin, ŞimbiIli Mehmet, Menemen’li Kerim oğlu İbrahim, Tabur İmamı Hoca İlyas. Manisa’lı topçu Hüseyin, Manisa’lı Süleyman çavuş, Bozalan’dan Hasan oğlu Hacı İsmail, Menemen’li Çıtaklı Molla Süleyman, Menemen’den Boşnak Abbas, Manisa’dan Süleyman, Manisa’dan Hafız Cemal, Manisa’dan kahveci Mustafa, Manisa’dan eskici Hüseyin, oğlu Hüseyin Ali’den ibaret yedişer kişilik iki grup ta Tuz pazarında ve bedesten ve sinema önünde asılmışlardır.

Bu 4 gruptan üçünün saat 9.5 ta, İstasyon grubunun da saat 12 de cesetleri kaldırılacaktır.

Mehmet Emin’in sehpası şehit Kubilây’ın başının kesildiği yerde konulmuştur.


BU YAZININ GENEL SONUCU:

1) 23 Aralık 1930 Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen "Kubilay Olayı", genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı kabul edilerek, "Menemen Olayı - Kubilay Olayı" olarak, Cumhuriyet tarihimize geçmiştir.


2) 23 Aralık 1930 tarihi de bu bağlamda, "Kubilay Olayı", anılmasıyla  Cumhuriyet Tarihimizde, şeriatçıların adlarını kaydettirdikleri önemli ikinci bir kara lekedir.


3) Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi, gericilerin gerçekleştirdikleri bu vahşet, Cumhuriyetçiler için daima utanılacak acı dolu bir olaydır.

4) Mustafa Fehmi Kubilay’ın temiz kanı, al bayrağımızın kan kızılı rengi içerisindeki bir yerinde, yerini almış ve o tertemiz kan, Cumhuriyet’in varlığına karşı aydınların ve Cumhuriyet sorumlularının görev ve ödev sorumluluklarını daima anımsatmakta olacaktır.

5) Siyasetçilerin de bu acı olaydan kendilerine bir ders çıkartmaları gerektiğidir.

6) İzmir'de görev yaptığı dördüncü yılda da törene katılmayarak, toplumsal dikkatlerimizi çeken, İzmir Valisi ile İktidarın ve Muhalefetin liderleri ve milletvekillerinin de ne yolda olduklarının taraflarımızca çok iyi anlaşılmakta olduğu ve yorumlarımızın da ona göre yapıldığına ilişkindir.

7) “Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.” Mustafa Kemal ATATÜRK

8) “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” Mustafa Kemal ATATÜRK

9) “Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar. Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor.

Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir?

Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.” Mustafa Kemal ATATÜRK

10) Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.

Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Mustafa Kemal ATATÜRK



…..
….
Prof.Dr Öner SAMANLI
İZMİR - 2010
….
“TÜKORDER”
Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği
Genel Başkanı

SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE,
TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ
KURUCU EDİTÖRÜ


E-BİLGİ İÇİN: tukorder@hotmail.com

ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:

Yazarın Dipnotu:

Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.

Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.

Hiç yorum yok: