BLOGDA ARAYINIZ

BUGÜNKÜ İZLENME

23 Şubat 2011 Çarşamba

DÜNYADAKİ FEODAL SİYASAL İSLAM MERKEZLİ ÜLKELERDEKİ BAŞKALDIRILAR ve BİN YILARIN LİDERİ, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…

SİYASET GÜNDEMİ
http://www.siyasetgundemi.com/





DÜNYADAKİ  FEODAL SİYASAL İSLAM MERKEZLİ

ÜLKELERDEKİ BAŞKALDIRILAR ve BİN YILARIN LİDERİ,

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…


Prof.Dr.Öner SAMANLI
Ankara – 2011

Dünyadaki  Feodal Siyasal İslam Merkezli Ülkelerdeki Başkaldırılar Ve Bin Yıların Lideri, Mustafa Kemal Atatürk…

Cumhuriyetçi Ulusal Blog’ da yayında bulunan yazımız

ATATÜRK’Ü BİTİRMENİN YOLU ASKERİ BİTİRMEKTEN GEÇER

Başlıklı yazılarımızla da örtüşür bir ayrıntılı içeriğiyle gündeme geliyor.
Bu kez Milliyet Blog Köşemizden, bu husustaki düşüncelerimizi sizlere aktarıyorum.
DÜNYADAKİ  FEODAL SİYASAL İSLAM MERKEZLİ ÜLKELERDEKİ BAŞKALDIRILAR

2011, Akdeniz havzasındaki, İslami- Şer’i Rejim yada benzeri diktatörya  ile yönetilen ülkeler bulgur kazanı gibi kaynamaya devam ediyor.

Bu ülkelerde yıllardır iktidarı ellerinde bulunduran faşist diktatör liderler, yıllardır ezilmiş ve sindirilmiş halkın  başkaldırıları sonrasında, yönetimlerinden çekilmektedirler.

Afrika içlerinden başlayan direniş hareketi ise, kuzey Afrika’ya doğru hız kesmeden ilerledi.

Cezayir, Tunus, Fas; Libya, Mısır yakında Suriye….

Tedirginlik insanların beyinlerinde düğümlenmiş, bu hızla akış Türkiye’ye oradan da yakın Asya’ya doğru mu ilerleme sürecinde.

Bu oynanan oyunun senaristi olan ABD bu konuda tek karar verecek mercii.

Bölecek, yatıracak, yıktıracak, yönetecek, savunma ve inşaat sektörüne destek olacak, bağımlı kılacak…

“Go Home Amerika” diyen elleri Türk Bayraklı gençlerin asıldığı bir ülkeden, dünya hareketini izlemeye devam ediyoruz…

TBMM’sinde Türkçe değil Kürtçe konuşan bölücübaşı çetelerini izlemeye devam ediyoruz…

ABD dur demedikçe de izlemeye devam edeceğiz…!

Şimdi bu yaşananların, Türkiye ile uzak yada yakın olmasını ise aşağıdaki ayrıntılı makale ile, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran büyük devrimci, Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki yazdıklarımızı kafalarınızda süzerek belirleyecek ve son cümlelerimizden de karara sizler varacaksınız.

Sevgili Atatürk; Aramızdan ayrılışının her yıl dönümünde, Cumhuriyetin sağlamlığını yaşadığımız her süreçte  , bir din devleti olmadığımız  için daha iyi fark ederek, önünde daha saygıyla eğiliyoruz.

BİN YILARIN LİDERİ,  MUSTAFA KEMAL ATATÜRK GERÇEĞİ

İngiltere Başbakanı, D.Lloyd George; 1922 yılının sisli bir sabahında Avam Kamarasında, İngiliz Milletvekillerine, aylardır kafasını karıştırıp, düşüncelerini allak bullak edip de kimseye söyleyemediği büyük sıkıntısını anlatmaya çalışıyordu.

Düşünceleri sanki, doğum sancıları çeken, ama bir türlü doğuramayan gebe bir kadın gibiydi.

İçinde büyük sıkıntıları üreten, gözlerinin içerisinde, okyanusun gizemli ve korkunç koyu mavi rengini ve hırçın derinliğini gördüğü, en güçlü donanmalarını beyin fırtınalarından esen sert rüzgarların gücüne yenik düşürdüğü amirallerinin, apoletlerine birer yıldız gibi takıp da, donuk ve gerçek, ama gerçeğin tam ortasında kaldığı, Avam Kamarasında Türkiye'nin Ulusal Kurtuluş Kahramanı, Mustafa Kemal'i betimlemeye çabalıyor ve; "Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip oldu" diyordu.

1881 de Selanik denen bir kentte doğacaksın, ve altı kardeşinden çok ama çok farklı biri olacaksın. Küçücük bir Kemal'den, Mustafa Kemal'e, 1881 den 1938 yılına değin, 58 yıllık yaşam sürecinde, 600 yıllık bir Osmanlı İmparatorluğunun yok oluşundan, çöken bir imparatorluktan, yoklukta ve yoksunlukta, ardına alıp da bir ulusu, çağdaş yeni bir dünya devleti yaratıp, 29 Ekim 1923 tarihsel sürecinde genç bir Türkiye Cumhuriyeti'ni kuracak, Mustafa Kemal ATATÜRK olacak, iki binlere gelip de damganı vuracaksın.

ATATÜRK'Ü VE YAPTIKLARINI DAHA İYİ ANLAYABİLMEK İÇİN ONU ÇOK DAHA YAKINDAN TANIMAK GEREKİYOR.

Tarih Kitapları; Yıllarca bizleri basma kalıp bilgilerle donandır an büyüklerimize, neden ses vermediniz ?

Neden onları uyarmadınız ?

Neden dünyanın siyasal ve ekonomik güçlü devletlerinin bile önünde saygıyla eğildiği, o buğday başağı sarı saçlı, kartal bakışlı, Cumhuriyet sevdalısı, dünya barışçısı için söylenilenleri, yazılanları öğretmediniz bu yaşımıza kadar ?
Eğitimcilerimiz; Moskova'nın en soğuk günlerinden birisinde, sene 1921'de, Kremlin' den dünyaya, Rus Halkının İlahı V. İliç Lenin'in, Atatürk hakkındaki söyleminin yankısını neden aktarmadınız bizlere?

Onun; "Mustafa Kemal iyi bir teşkilatçı, yüksek anlayışlı, ilerici, iyi düşünceli ve akıllı bir önder. O soygunculara karşı bir kurtuluş savaşı veriyor, emperyalistlerin gururunu kıracağına ve sultanı da yaranıyla birlikte alt edeceğine inanıyorum" söylemini neden herkese duyurmadınız ?

Belki de, dünya medyasından uzak kalışımız bizlerdeki bu eksikliği meydana getirdi. Belki yeterince anlayamama ve belki de ilgisizlik nedeniyle hep bir şeyler yerine oturmadı...

Belki de bu söylemi aktarmak isteyecek olanlar, korktular, sakındılar. Komünist, düşünce yaymak iddiasıyla yargılanabileceklerini sanarak.
Kırım içerilerinde at koşturmuş Osmanlı'dan, Katherina'nın gönlünde taht kurmuş Baltacı Mehmet Paşa'nın, sevda uğruna sadaka niyetiyle dağıttığı toprakları sonrasında; büyük bir ulusal savaşın ertesinden, çöken koca bir imparatorluğun küllerinden, Türkiye Cumhuriyet' i doğdu.

O, DÜNYANIN HAYRANLIK DUYDUĞU EŞSİZ BİR LİDER, O CUMHURİYET' İN, ULUSAL KAHRAMANI, ULU ÖNDER....

Onun, yenik düşmüş ve el konulmuş Osmanlı İmparatorluğundan yeni bir savaşla bağımsız bir devlet çıkarmış bulunması, Atatürk olmasının temel taşıdır.

Onun, padişah, halife, kadılarla yönetilen Müslüman bir toplumu, "çağdaş uygarlık düzeyine' dönük, laik ve modern devlet karakterine dönüştürmesi ve bunda başarıya ulaşması, Dünyanın gözdesi bir lider olmasında önemli bir etkendir.

DÜNYA POLİTİĞİNİN İLGİSİNİ ÇEKMEKLE KALMAYAN, İLGİNİN BİR ANDA MİSLİYLE ARTMASINA YOL AÇAN, BÜYÜK TÜRK, ATATÜRK !

Çağdaş uygarlığı; batıda bulunduğu daha öğrencilik yıllarında kavrayarak, tanısını koymuş, bunu toplumların kendi kültür ve dillerini koruyarak benimseyebilecekleri sonucuna varmış ve bunun sihirli anahtarının ise, laisizm olduğunu görmüş, bin yıllara işaret etmiş bir Türk, Cumhuriyeti kuran, Ulu Önder Atatürk....
Ünlü Wall Sttreet Journal Gazetesi; 2000'li yıllarda şu gerçeğe değiniyor; "Türkiye ve onun Kemalist sistemi, cami ve medrese sistemine dayanan İslam kökten dinciliğine karşı alternatif oluşturmaktadır.

BATININ, BU MODELİN İSLAM DÜNYASINA YAYILMASI İÇİN, TÜRKİYE'YE BÜYÜK BİR DESTEK VERMESİ GEREKMEKTEDİR"

National Rewiew Gazetesi ise; "İslamcı alemin düzinelerle Atatürk'e ihtiyacı var; Ayetullahlara değil, Amerika’nın, diplomatik çabalarının en yoğun amacı, Türk modelini yaymak olmalıdır."

Haberlerini Dünya okuyor, dünya medyadan izliyor... Oysa onun Cumhuriyeti emanet ettiği Türk Gençliği ise, başka başka uğraşılar içerisinde yoğruluyor, büyükler de suçu onlar da arıyor....

Atatürk çok doğru bir tanıdan yola çıkmıştır. Çağdaş Uygarlık birdir. Uygarlığın Müslüman'ı, Hıristiyan' ı olamaz !

Bu felsefeden yola çıkan Atatürk, çağdaş uygarlığı neredeyse orada bulmak için, halkının çağdaş düşünce gücünden güç alarak, ulus bilinciyle yol almış, döneminin büyük Türkiye Cumhuriyeti'ni gerçekleştirmiştir.

Çağdaşlaşmanın ve aydınlanmanın öncüsü, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmuştur.

Yoksunluk, silahsızlık, cephanesizlik ortamında, açlık ve sefaletin yaygın, hastalıkların yoğun, sayrılıkların gecelerin karanlığında olduğu bir süreçten, aydınlık ve umut dolu yarınlara......

Başta laiklik ve hukuk devrimi olmak üzere atılan devrimci adımlar, demokrasi açısından olmazsa olmaz bir altyapının temel taşlarını oluştururken, toplum ve devlet düzenini yukarıdan aşağı radikal biçimde değiştirildiği, Cumhuriyet Devrimi, geçen yüzyılın en iddialı uygarlık ve demokrasi projesi olmuştur.....

Bu projenin mimarı, Ulu Önder Atatürk, olarak onunla ortaya çıkmıştır.
O, Dünya devletlerinin Asya ile Avrupa arasında köprü olan, Anadolu üzerindeki oyunlarını yok ederken, başarılı olmasında, en önemli unsuru hiç göz ardı etmedi.

Türkiye'nin ilerlemesini dondurmadı, ülkeyi reformcu bir heykeltıraşın keski ve çekici ile, ayarında ince ince yonttu, ince ince işledi. Mimar olmasının yanı sıra, Ressam dı, Heykeltıraş, Asker, Usta sürekli lider oldu, çünkü lider doğmuştu, 1800 dolayında kitap okuduğu, 200 bin dolaylarında altı çizilmiş satır, binlerce kenar notu ve dipnot yazdığı, bu kitaplarda, binlerce önemli konuya işaret koyduğu, bir o kadarda kısa kelimelerle önemli diye not düştüğü belirlenmiştir.

O, Tarihin akışını değiştiren bir lider olabilmek için standart politikacı ve lider ölçütlerinin çok üstünde bir kültürü yaratmış, yaşatmış ve kendisinden sonraki gençliğe kalıt bırakmış bir önder...

Çağdaş ve Demokratik üstelik çoğunluğu Müslüman olan Türkiye için, Atatürk'ün şu sözleri değişimin bayrağı sayılır. "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. Biz cumhuriyeti kurduk, Cumhuriyet, demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe tatbikata koymalıdır. "

"Çağdaşlaşmanın kaçınılmaz sonucu ise, kurtuluşu ileride değil, dini inancın kökenine inip geride aramaktır. Siz hiç batıda engizisyon dönemine dönüş özlemi duydunuz mu ?"

Dünya tarihinde, geçmişte yaşayan, yada ölmüş ülke liderlerini İnsan Hakları Mahkemelerinde yargılarken, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ulu Önderi Atatürk ise karizmatik düşünceleri, liderlik olgusu, çağdaş uygarlık anlayışı gibi nice üstün özellikleriyle gündemin en üst sıralarında yer almaktadır.

İşte, Atatürk' e ilişkin Dünya medyasındaki en yakın ve somut örnekler;

Fransa Cumhurbaşkanlarından, Francois Mitterand'ın yeğeni Frederic Mitterand Fransa televizyonunda yayınlanan sanat çevresi adlı dizi programlarından birini "Cumhuriyetin 75. Yıldönümü" bağlamında Atatürk'e ayırmıştır.

Frederic Mitterand'a göre "Atatürk, yüzyıla damgasını vurmuş bir dünya lideri olup, rastlantıların vitrine çıkarttığı bir adam değildir." Mitterand; anlatımında "Atatürk'ün tarihi değiştirmek için doğduğunu ve tarihi değiştirecek donanımda yetiştiğini vurgulamıştır."

Mitterand; "Atatürk'ün Sadece bilimsel ekonomik askeri yada politik kitaplar okumakla kalmadığını, Balzac, Flaubert, Voltaire ve diğer klasikleri de sıkca okuduğunu, ve geniş bir genel kültüre sahip olduğunu belirterek, politikacının duygulara ve sanata da ilgi duyması çok önemlidir.

Bu önemi kavrayan lider gerçek bir liderdir" Söylemin devamında ise; " Atatürk' ün çok yakışıklı, çarpıcı ve etkili fiziki özelliğe inanılmaz keskin etkili bakışlara sahip olduğunu anlatarak, o devrin haber filmlerinin izlendiğinde çevresindeki tüm insanların arasında onun görselliğinin ve etkileyici yapısının ön plana çıktığını vurgulamıştır."

Yine; Atatürk hakkında, ABD, Beyaz Saray psikolojik danışmanlarından Wamık Wolkana göre Mustafa Kemal Atatürk, Pozitif enerji yüklü bir kişiliğe sahipti. Mutluluk ve başarmaya ilişkin sözleri ve anlatımları sık sık yinelerdi.

Dünyanın gördüğü gerçeklerin özü aslında; "Ne Mutlu Türküm Diyene" ve "Az zamanda Çok İşler Başardık", "Yurtta Barış, Dünyada Barış" söylemleri içerisinde saklı değil mi ?

Karasabanla ekin, medrese de eğitim sürecinden pırıltılı bugünlere, geleceğin kuş kanatlarından sevda gizemi sunan, mutluluk kokan, özgürlük kokan, yer, yurt, vatan toprağından, apansızın ortaya çıkan, Cumhuriyet' imin kurucusunu, anlamamak olası mı ?

Kolay değil, Atatürk olmak, kolay değil Atam Türk olmak, "insan başarılı ve mutlu olmayı tıpkı keman ve tenis öğrenir gibi öğrenir." Söyleminden derinlere Akdeniz'e, Ege'ye, Marmara'ya, Karadeniz'e, (Misakı Milli) Ulusal sınırlardan, bozkırlardan, yaylalardan, yaylaklardan, dağlardan, ovalardan ve çarıklı-fesli Anadolu'dan, Osmanlı'dan, Cumhuriyet Türkiye'sine selam olsun.

Başarılı ve mutlu olabilmeyi tıpkı keman ve tenis öğrenmenin inceliklerine benzeten, ufku sınırsız Atatürk, sen bizlere Cumhuriyet sevgisini öğrettin, güvendin, ancak bir kısım kendini bilmez, senin o güvenini ne denli saygılı bu da oldukça çok düşündürücü ...

Teknoloji, tarih kitaplarının gizemini ve tozunu umursamıyor artık.
İnternet denilen dünya da tüm kitaplıklar insanlığın önünde.
Zaten; Ulu Önder ATATÜRK, çağdaş medeniyetlerin seviyesine çıkmanın gerekliliğini sene bindokuzyüzlü yılların başlarında vurgulamıştır.

Sonuç: Sevgili Atatürk, 1881' den 1923'e 1923'den sonsuza Ulusuna, ışık oldun.

Güç, kuvvet bilinç oldun. Bilim, teknoloji, inanç, kültür, barış, aydınlık, insanlık oldun.
Bu ışığını gençliğine aksettin. Öğretiler sundun.

Afganistan, Irak, İran, Sudan, Suriye, Cezayir ve daha onlarcası ülkelerin, 2000' li yıllardaki hallerini gördükçe bizler, çizdiğin yolun önemini çok daha iyi anlıyoruz.

Sevgili Atatürk; Seni sorsam herkes bildiğini söylüyor.

Sevgili Atatürk; Seni sorsam herkes anladığını.

Oysa ; Seni herkes anladı.....

Anladı da, herkes istediği gibi anladı ...

Aramızdan ayrılışının her yıl dönümünde, Cumhuriyetin sağlamlığını yaşadığımız her süreçte  , bir din devleti olmadığımız  için daha iyi fark ederek, önünde daha saygıyla eğiliyoruz.

Bunun dışında sahte gülüşlere, sahte bakışlara karşı dimdik duruyoruz.

Ruhun gönensin, yüreğimizde rahat dinlen Atam....


                    http://cumhuriyetciulusalhareket.blogspot.com/

….


SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE,
TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ
KURUCU EDİTÖRÜ
http://www.ataturksitesi.com

E-BİLGİ İÇİN: siyasetgundemi@hotmail.com

Yazarın Dipnotu:
Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.
5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.
Yazılarımın tüm telif hakları, “CUMHURİYETÇİ ULUSAL HAREKET” adına, http://www.siyasetgundemi.com  aittir.


Hiç yorum yok: