BLOGDA ARAYINIZ

BUGÜNKÜ İZLENME

9 Ocak 2011 Pazar

“KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN” ve “SAVULUN BATTAL GAZİ GELİYOR”


TÜRKİYE’NİN
ULUSAL BİRLİĞİ
ve ULUS KİMLİĞİ
TEHDİT EDİLİRKEN
PADİŞAHIMIZ ŞAHANEMİZ, “MUHTEŞEM SÜLEYMAN”
ve
“SAVULUN BATTAL GAZİ"
 GELİYOR


                                                       


Prof.Dr Öner SAMANLI 
                                                                           siyasetgundemi@hotmail.com

Türkiye’deki sağ cenahta yer alan köşe yazarları ve siyasi partilerin ortak paydası hep, “Osmanlı” da buluşmak olmuştur.

Osmanlı adından söz edilince koskoca bir imparatorluğun zevki sefalar uğrunda düşmana peşkeş çekilmesi, kapitülasyonlar, debdebe ve en önemlisi, esaret altındaki ülkenin son padişahının,  İngiliz, Fransız, Yunan Paşalarının önünde el pençe divan duruşları göz ardı edilir.
Akılda kalanlar,
Hep aynısıdır.
Padişahımız halifemiz!
2011 yılında televizyon ekranlarında gösterime giren “Muhteşem Yüz Yıl” isimli dizinin esas figürü olan, Kanuni Sultan Süleyman” bir Osmanlı Padişahıdır.
Bizim onun hakkında olumsuz bir şey söylemeye ehil olan vasıfla tarihçi yönümüz ise asla bulunmamaktadır.
İnternetten yaptığımız inceleme sonrasında toparladığımız verilerle hayatına şöyle kısa bir göz gezdirdiğimizde;
(Kanûnî) Kanuni Sultan Süleyman,
 27 Nisan 1495 tarihinde Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur.  Hafsa Hatunun  Çerkez olduğu rivayet edilir.

Kanuni Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olarak tarih arşivlerinde yerini alır.

Fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görmüştür.

Kendisinin "Kanûnî" Kanuni olarak adlandırılması, yeni kanunlar oluşturmasından ötürü değil, daha önceki yayınlanmış Osmanlı Kanunlarını yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden ötürü bu adla tanınmasını sağlamış olmasındandır.

İyi bir eğitim almış şehzade iken, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtır.

Tarihi kayıtlara göre, çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanuni Sultan Süleyman, azim ve irade sahibi bir padişah olarak tanımlanmaktadır.
Mohaç Savaşı ve Belgrat Kuşatmasındaki  başarısı, Zigetvar kuşatmasını idare edişindeki yüksek kabiliyetiyle, Osmanlı tarihinin altın sayfalarında görülür.

Belgrat’ın zaptı, Rodos’un fethi, Macaristan’a başarılı seferler, Cezair’in Osmanlı’ya katılması, Preveze deniz zaferi en bilinenlerindendir.

Mimar Sinan’ın en güzel eserlerinin de bu döneme denk geldiği görülür.
Kanuni Sultan Süleyman aynı zamanda ünlü de bir şairdir.
Meşhur şiirlerinden birisi şöyledir:
"Halk içinde muteber bir şey yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
Saltanat dedikleri bir cihan kavgasıdır,
Olmaya baht-ü saadet, dünyada vahdet gibi".
7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etmiştir.

Bunlar, Osmanlı tarihine geçmiş olan, Kanuni ile ilgili olumluluklardır.

Onun  ne zamanında yaşadık, ne arkadaşlığımız  oldu ne de tarih araştırmacısıyız, aynı zamanda da film yapımcısı, senaristi, yönetmeni ise hiç değiliz.

Ancak burada altını çizebileceğimiz çok önemli husus şudur;

Böyle büyük emeklerin ve sermayenin harcanmış olduğu bir yapımda, dizinin yapımcısı, senaristi, yönetmeni ve rol oyuncularının hep birlikte bir hata içerisinde olup da, bu Osmanlı Padişahını lekeleyecek görüntüleri kasten oynayacaklarını düşünemiyorum ve siyasilerin hiddete varan tepkilerine katılmıyorum.

Saçma sapanlıklar için bu kadar çok parayı pul edecek akılsızlar olduğuna da ihtimal vermiyorum.

Bu diziyi çekenler, bu dizide oynayanlar ve finanse edenlerin hepsi ortak fikirde buluştular ve bir “Muhteşemi” ortaya koymak üzere ortak el birliği ettiler, ve sergilemeye de başladılar.

Biraz sabırlı olmak gerekmiyor mu?

Üstelikte, öyle bir düşünceye sahip olacağımız sahnelere henüz tanık da olmuş değiliz.

Tepside gelenin altın sürahiler içinde olduğu malum, içinde ne vardır, vişne şerbeti mi, Rodos sakızı ile demlendirilmiş anason süzmesi mi, ahu şerbeti mi, ne önemi var ki…

Türk hamamı meşhur değil mi?

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçilerinin, ülkemize gelip de üstelik milli takımımızı yenen yabancı sporcuların ve taraftarlarının  üç beş kuruş para için yatan kadınlarımızdan haberleri var mıdır.?

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçilerinin, hala çözemedikleri PEKAKA açmazı ile hayata veren şühedaların aileleri ne hallerdedirler haberleri var mıdır?

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçilerinin, bu milletin fertlerinin çoğunluğunun yılda evlerine 1 kg. kırmızı et girmediği  bir yaşam sürecinde bulunduğunda, hac ve umrede kesilen koyunların nerelerde heba edildiğinden haberleri var mıdır?

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçilerinin, “Türklerin meşhur bir halk söylemi olan, “Bırak bu işleri, laf salatasını bırak” sözünden haberleri var mıdır?

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçilerinin, görev yaptıkları Ankara’da, gecekondu kirasının 300-400 TL.sı olduğundan, asgari ücretle çalışan işçinin eline ise, 500 TL geçip geçmediğinin farkında mıdırlar?

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçilerinin, iki ileri bir geri yürüyüşle icra edilen, müzisyen takımının kimler olduğundan ise mutlak bilgi ve görgüleri vardır.

Osmanlı taraftarlığına soyunan Türk siyasetçileri neden hala “Neslim dedem, ceddim babam” la meşguldürler?

Evet  Muhteşem Süleyman olarak bilinen, Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı Devleti’nin, 10. Padişahıdır.

İslam halifelerinin yetmiş beşincisidir.

İslam’ın halifesi olan böyle önemli bir şahsiyet, haram ile helalin yol ayrımını da çok iyi yapabilecek evsaftadır.

Yeminle iddia ediyorum ki,  550 milletvekiline Star TV’deki o arkadaşımız, “Kanuni Sultan Süleyman” kaçıncı Osmanlı Hükümdarıdır ve kaçıncı İslam Halifesidir diye sorsa, 50 doğru cevap ta alamayacaktır.

Üstelik, Osmanlı tarihinin en eğitimli padişahlarından birisi de olduğu bizim bile yukarıda kısa izahımızdan anlaşılmaktadır.

Bu hususları buraya kadar anlatmakla maksadımız ise mevzuu aşağıdaki birkaç satırla örtüştürmek içindir.

AKP Hükümetinin, Başbakan Yardımcısı, Sayın Bülent Arınç, memleketin tüm sorunlarını bitirmiştir ve bu kez muhteşem hitabet yeteneğini de anlatımları ile bütünleştirerek yeni bir bombasını, mesir macunu atar gibi milletin üzerine doğru fırlatmıştır.

TBMM’de bir torba yasanın çıkmasında günlerin beyhudeliklerle geçmesine rağmen, yasa işlerliğinde muvaffak olamayan, hükümet adına, “Kanuni Sultan Süleyman” taraftarlığına soyunmuştur.

Yandaşları kimdir, işte yazımızın bu kez ilk paragrafında sözlerini ettiğimiz düşüncelerin sahipleri olanlardır.

Yani onlar hala, Osmanlı’nın asrı saadetiyle, kendilerini avutanlardır.
Adlarının, ABC, DEF, MHP, BBP, CKP, YHP ne olursa olduğu, yani hangi partinin kısaltılmışı oluşları bizi ilgilendirmiyor.

İlla ki, kahraman polisiye filmi çevireceksin, dizisi çevireceksin, kurtlarla dans edeceksin, pusular kurup intikam alacaksın, vahşet, bomba, silah, panik hepsi olacak, ama özeleştiri, olmayacak..!

Atatürkçülerden hiç duydunuz mu?

Neyi?

Atatürk hayatında içki içmedi, sigara içmedi denildiğini.

Adam gibi içti, adam gibi  bu ülkede savaştı, kahraman oldu, ulusu egemenliğine kavuşturdu, adam gibi de Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

Bir Atatürkçü olarak ben altını çizerek söylüyorum.

Adam gibi bir Cumhuriyet sistemi kurdu.

İçmeseydi ne olacaktı…

Alkol ve sigara sağlığına çok zararlıydı.

Özel hayatını yaşayamadı.

Milletiyle mutluydu.

Sistemiyle mutluydu, Türk Ulusuyla mutluydu, kurduğu Cumhuriyeti ile mutluydu.

Türk gençliği ile mutluydu.

Onun ile ilgili hakaretlere ve saldırılara bu kadar önleyici yasaların olmasına rağmen, meczupların ve Atatürk aleyhtarlarının, daha birkaç gün öncesi ellerini kollarını sallaya sallaya cezaevlerinden tıpış tıpış salınmalarını kimler sağlamadı da, bizler bizler dört gözlerimizi açarak yanlış görmüş olduk..?

Kimlerdi onlar, cezaevleri önünde bekleşen, sarıklı cüppeliler…

Kim bu cüppeli hocalar…

Kim bunlar televizyonlarda medyalarda alenen yer alanlar…

Bunlar için başbakanın, yardımcısının, milletvekillerinin neden sesleri çıkmaz, kardeşim kim bunlar, “Kılık Kıyafet Kanunu” var, bu adamlar kanuna muhalefet etmektedirler, demezler.

Peki bizim yazar olarak, fikir adamı olarak, Kanuni’nin hakkını arayan, profesyonel bir dizinin, Kanuni Sultan Süleyman’a hakaretler içerdiğini ve cezalandırılmasını manevi olarak, RTÜK bağlamında dillendirenlere, biraz tarih oku, biraz daha Ceza Kanunlarını incele ve biraz da tarafsız ol demekten başka ne haddimiz olabilir ki…?

At bineninmiş, kılıç kuşananın.

Sizi gidi sözde Osmanlıcılar sizi…

Arkanıza bakın bakalım kim geliyor…

Dikkat atın terkisi ilişmesin, kılıç değmesin…!

“Savulun Battal Gazi Geliyor”

                 http://www.ataturksitesi.com/

…..
….

Prof.Dr Öner SAMANLI
ANKARA - 2011

ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:

Yazarın Dipnotu:
Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.
5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.
Bu yazının telif hakları,  www.siyasetgundemi.com  internet yayın organına aittir.




Hiç yorum yok: